Çalışmanın kullanılması hakkında
1. Fare işaretçisi seçenek düğmelerinin üzerine getirildiğinde, seçenek düğmesinin işlevi hakkınde bilgi görüntülenir.
2. Üst satırda görüntülenen cümlenin tercümesini altındaki kutuya yazarak kontrol seçeneğini seçtiğiniz zaman cümlenin doğru tercümesi bir alt satırda görüntülenir.
3. Tercüme kontrol işlemini yaptırdığınız zaman cümleler tablo içine yazılır. Tablo içindeki cümlenin anlamını görmek için fare işaretçisini cümlenin üstüne getirmeniz yeterlidir.

DERS - 4 : Simple Past Tense (Geçmiş zaman)

1. Kesin olarak bitmiş bir eylemi anlatmak için kullanılır. Bir dakika önce bile olsa, eylemin bitmiş olduğunu ve etkisini sürdürmediğini gösteren bütün zaman ifadeleri kullanılabilir.
I saw him a minute ago. (Onu bir dakika önce gördüm.)
2. Geçmişte sık sık yapılan, alışkanlık ya da yaşam biçimi olan eylemleri anlatırken kullanılır.
I came home early last year. (Geçen yıl eve erken gelirdim.)
3. Koşul gösteren (gerçekleşmesi beklenmeyen, ama gelecekte düşünülen) cümlelerde kullanılır.
If I had money now, I would buy this car. (Şimdi param olsaydı, bu arabayı satın alırdım.)    

Olumlu cümlelerde         : Özne + Fiil (2. biçim)
Olumsuz cümlelerde        : Özne + didn’t + Fiil (Yalın)
Olumlu soru cümlesi       : Did + Özne + Fiil (Yalın)
Olumsuz soru cümlesi      : Didn’t + Özne + Fiil (Yalın)
Soru sözcüklü soru cümlesi: Soru kelimesi+did+özne+Fiil(Yalın)    
Simple Past Tense ile kullanılan zaman ifadeleri
three days ago	: üç gün önce	last night 	: dün gece
five months ago 	: beş ay önce	last week		: geçen hafta
a year ago 	: bir yıl önce	last month	: geçen ay
				last year		: geçen yıl
				last summer/winter: geçen yaz/kış vb.  

accident : kaza, tesadüf	married : evli
aunt : teyze, hala, yenge	meet : rastlamak, karşılaşmak, buluşmak
born : doğmuş, doğma	minute : dakika, kısa süre
dress : elbise, giyinmek	money : para, servet
early : erken, ilk, erkenden	often : sık sık
everyone : herkes	rain : yağmur, yağmur yağmak
fast : hızlı, çabuk, hızla	shower : duş, sağanak
give : vermek	slowly : yavaş yavaş, yavaşça
holiday : tatil, tatil yapmak	study : çalışma, okuma, … öğrenimi görmek
just : tam, sadece, anca	understand : anlamak, işitmek, öğrenmek
know : bilmek, tanımak, görmek	watch : seyretmek, izlemek